Önce şunu belirtmek yerinde olur '' benim hayatım '' roman değildir. Baştan başa şiirdir benim hayatım, şiirdir ve aşktır.
Köhne dünyâyı 1926 yılında şereflendirdim. Daha doğrusu çilem 1926 yılında Tarsus'ta başladı. Babamın adı Lütfî, anamınki Güzide.
İlk çocukluk yıllarımdan bu yana çeşitli kazalar, hastalıklar, ameliyatlar geçirdim. Üç yaşımda bacağım kırıldı, dört yaşında mangala oturdum, beş yaşımda 20 basamak taş merdivenden düştüm, yedi yaşımda başıma sandık kapağı düştü, bu arada fazla ateşli olarak geçirdiğim kızamık sonucu kekeme kaldım ( o günden beri ateşliyimdir.), 14 yaşımda apandist, 19 yaşımda böbrek (tek böbrekliyim), 30 yaşımda bademcik ameliyatları geçirdim. 22 yaşımda evlendim. Düşme, boğulma, otomobil kazası nevinden geçirdiğim ufak tefek tehlikelerden sonra 3 kere de canımdan bezdim. İntihara teşebbüs ettiğimi sanırım ki aranızda bilmeyen yoktur. Bunların sebebi sizi, bu husustaki merakınız da beni alakadar etmez tabiî.
Geçirdiğim kazaları sayarken 22 yaşımda evlendiğimi de söylemiştim. Eşimin adı Özhan. Vedat ve Lütfi adlarında iki oğlum var. Yaşları 18 ve 15.
Babamın memuriyeti dolayısıyla çeşitli illerde, çeşitli okullarda okudum. 1946 yılında Eskişehir Ticaret Lisesi'ni bitirdim. Aynı yıl Ankara'da Osmanlı Bankası'na girdim. Bir yılı doldurmadan ayrıldım. Adana'da İş Bankası'na girdim. İş Bankası'ndaki memurluğum 14 yılı buldu. Adana, Turgutlu, Niğde ve Ankara'da çeşitli görevlerde çalıştım. Neşriyat Müdür Muavini iken 1961 yılı başında İş Bankası'ndan ve Ankara'dan ayrıldım. ( Sonradan İş Bankası'nın Fatih ve Beyazıt şubelerine iki defa tayin edildiysem de verilen görevleri beğenmediğim için istifa ettim.) 6 ay kadar Yapı ve Kredi Bankası'nda çalıştıktan sonra adımı taşıyan bir yayınevi kurdum. 2 3 yıl yalnız kalemimle geçindim. Sonra işlerim bozuldu, uzun bir süre işsiz kaldım, hayli sıkıntı çektim. Bu arada Akbank'ın İzmir şubesine tayinim çıktı. Canım İstanbul'dan ayrılamadım. Bir yıl kadar da bir reklam şirketinde Muhasebe Müdürlüğü yaptım. Bir buçuk yıldır Akbank Umum Müdürlüğü'nde Krediler İkinci Müdürü olarak çalışıyorum. Hayatımdaki istifaların yekûnu 9'dur. Çok güzel istifa ve aşk mektupları yazdığımı hiçbir tevazuya kapılmadan söylemeliyim.
İlk şiir denemelerime 10-11 yaşlarında başladım. O zamanki çocuksu denemelerim Eskişehir İnkılap İlkokulu'nun Yankı adındaki duvar gazetesinde çıkmıştı.
Basında ilk şiirlerim 1940-1941 yılları arasında Faruk Şükrü Yersel'in teşvikiyle Eskişehir'de Kocatepe ve Sakarya gazetelerinde çıktı. O günden bu yana geçen 25 yıl içinde çeşitli dergi ve gazetelerde yazdım. Eserlerim bölümünde anlatacağım kitaplarım yayımlandı. Çeşitli antolojilerde şiirlerim çıktı, 5 şiir plağı doldurdum. Şiirlerimin bazıları Fransızca, İngilizce, Rusça, Bulgarca, Lehçe, Rumca ve Arapçaya çevrildi.
Hiciv şiirlerimi 2 yıla yakın bir süredir Cumhuriyet gazetesinde yayımlıyorum.
On yıl kadar önce bir şiir kitabımın arka kapağında hayatımı anlatırken ''Hayatımdan şairliğimi alıp çıkarsanız geriye önemli bir şey kalmaz. Öylesine tutkunum şiire.'' demiştim. Bu sözüm doğruluğunu ve tazeliğini hâlâ muhafaza ediyor.
Bugüne kadar kesin olarak kaç bin şiir yazdığımı bilmiyorum. Fakat verimli bir şair olduğum hakkındaki yaygın bir kanıya da katılmıyorum. Duyduklarım ve yazmak istediklerimin pek azını yazabilmişimdir.
Şiirin en güç sanat dalı olduğuna inanıyorum ve bence şiir duygu ve düşüncelerin, kelimelerle en yoğun, en mükemmel şekilde ifadesidir. Kelimeler mısraları, mısralar da şiiri meydana getirir. Ben mısralar kurarken anlam kadar, ahenge de önem veririm.
Hayatım ve sanatım hakkında söyleyeceklerim bu kadar... Söyleyemediklerim şiirimde var. Hayatımı şiirlerime koymuş bir şairim ben. Ve şiirim hayatımdır.
İstanbul, 18 Aralık, 1966
Ümit Yaşar Oğuzcan- ANILAR-DÜŞÜNCELER
Posted via Blogaway
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder